Japonya ve Depreme Dayanıklı Binalar

Plywood ve H-20 Ahşap Ürünleri

Japonya’nın Kuzey Doğusundaki Tohoku Bölgesi açıklarında kıyıdan 130 km uzakta 11 Mart 2011 tarihinde yerel saatle 14:46  9.0 büyüklüğünde bir deprem meydana gelmiştir. Deprem merkezi 38.322°N, 142.369°E koordinatlarında olup odak derinliği 24 km’dir. Japonya Meteoroloji Ajansı tarafından Taiheiyou olarak isimlendirilen deprem, Japonyanın Kuzey dogu kentlerinde hasara yol açmış, deprem merkezinden 350 km güneydeki başkent Tokyo’da da şiddetli hissedilmiştir. Deprem sonrası, derin denizde 15 metreden yüksek genlikte ve yaklaşık 1 saat peryodunda oluşan tsunami dalgaları en yakın kıyıya yaklaşık 25 dakikada ulaşmıştır. Japonya açıklarında gerçekleşen bu deprem, yeryüzünde bugüne kadar kayda geçmiş en büyük beş depremden birisidir. Bu olayı, ardından gelen diğer felaketlerden ayırmak elbette olanaklı değil. Ama depremi izleyen ve tsunaminin etkili olmasından önceki kısa süre içinde Japonya’dan yansıyan görüntüler, depremin etkileri hakkında bir fikir verebiliyor. Bu yansımalar, Japonya’daki yapıların bu çok büyük deprem karşısında oldukça başarılı bir sınav verdiğini, yapısal hasarın ve buna bağlı can kaybının oldukça düşük bir düzeyde kaldığını gösteriyor. Televizyondaki görüntüler ve görgü tanıklarının ifadelerinden, yapılarda önemli ötelenmeler oluştuğunu, ama aşırı bir hasar oluşmadığını söylemek mümkün. Bu bağlamda, Japonya’da yapıların deprem güvenli yapılar olduğu söylenebilir. Büyük depremden bir hafta kadar önce yine Japonya’da gerçekleşen 7,2 veya 7,3 büyüklüğündeki deprem bu düşünceyi doğrulamaktadır. Can kaybı olmaksızın ve kayda değer bir yapısal hasar görülmeksizin atlatılan bu deprem, sıradan bir doğa olayı olarak, yalnızca birkaç gün haber bültenlerinde yer bulabilmişti.

Yılda yaklaşık 1000 deprem yaşanan Japonya’da binaların ayakta kalmasının sırrı, 1995’te 6 bin kişinin ölümüne yol açan Kobe Depremi’nin ardından çıkarılan katı inşaat yönetmeliğinde yatıyor

 

filmli-plywood-kontrplak-fiyatlari

 

Türkiye için yüksek bir örnek oluşturması gereken Japonya’da uygulandığı şekilde depreme dayanıklı evler inşa edilmesi, Japon mühendislerin ortaya çıkardığı çok etkili bir sistem ile sağlanıyor. 1995 yılında yaşanan felaket sonrasında bu konuda çok yüksek bütçeler ile çalışmalar gerçekleştiren Japonya, hem eski binalarda güçlendirme sağlarken hem de yeni binaların bu sisteme göre inşa edilmesini sağlıyor. Bu sistem kapsamında binaların alçak, orta yükseklikte veya yüksek olmalarına göre ayrı koruma sistemleri bulunuyor. Örneğin, üç katlı bir binada duvarların güçlendirilmesi ve temelin levhalar ile korunması şartı bulunurken, orta yükseklikteki binalarda çok daha önemli gelişmeler görülüyor. Büyük deprem felaketlerinin yaşanabileceği Japonya’da gökdelenler inşa edilirken yenilikçi bir teknoloji kullanılması da tehlikeleri önlüyor.

Japonya’da depreme dayanıklı evler inşa edilirken kullanılan ana sistem, binanın yeryüzü bağlantısını kesmeye yarayan taban izolasyonu oluyor. Bu sistem için binaların temel kısmında kauçuk ile imal edilmiş tamponlar kullanılırken bu tamponlar binaların deprem tehlikesi anında titremesi ve eğilmesi yerine yatay şekilde sallanmasını mümkün hale getiriyor. Temelde oluşan bu sallanmanın binanın geneline yayılması için de bina iskeleti içerisinde bulunan hidrolik teller kullanılarak binanın yıkılması önleniyor.

Temelde kullanılan izolasyon ve bina içerisindeki devam eden sistem ile birlikte depreme dayanıklı evler yıkılmayan bir hale getirilirken aynı zamanda da çok şiddetli depremler de kırılmak yerine esneme payı oluşturuyor. Japon mühendisler bu konuda duvarların iç kısımlarında oluşturulan boşluklara metal plakalar yerleştirerek tüm binanın aynı anda hareket oluşturmasını sağlarken, bu esneklik binanın yıkılmasını ve kırılmasını da engelliyor. Ülkede çok yüksek katlar ile inşa edilen gökdelenler, bu sistem sayesinde sağlı sollu veya önlü arkalı şekilde 3 metreye kadar ulaşan bir mesafede gidip gelirken, katlar arasında esneme paylarının oluşmasıyla binanın yıkılması engelleniyor. Binanın temellerinde amortisörler kullanılması, hareket sırasında binanın esneme payı ile titremesini tehlikesiz bir hale getirirken, temelde kullanılan tampon sıvılar ise sallantı sırasında şiddetin azalmasını sağlıyor.

 

 

 

Yüksek binalarda uygulanan en gelişmiş yöntem temelde tampon olarak sıvıların kullanılması. Tokyo’nun en yüksek binalarından biri olan 240 metrelik Roppongi Hills Mori Tower’da, petrolle doldurulmuş tamponlar kullanıldı. Bu sistemde, petrol deprem sırasında sallantının aksi yönüne doğru akarak şiddetini azaltıyor.

Etiketler: Plywood ve H-20 Ahşap Ürünleri
Kasım 20, 2022
Listeye dön
cultureSettings.RegionId: 0 cultureSettings.LanguageCode: TR
Çerez Kullanımı

Sizlere en iyi alışveriş deneyimini sunabilmek adına sitemizde çerezler(cookies) kullanmaktayız. Detaylı bilgi için Kvkk sözleşmesini inceleyebilirsiniz.